Yalnız ölmek istemiyorum yavrum.İstediğim bir şey varsa o da yalnız ölmek istemiyorum.Öncelikle Maya takviminde öngörülen yakın kıyamet olmak üzere,küresel ısınmadan ve büyük felaketlerden umutluyum.Bir kaç sene daha vücuduma kazınan ağrılara ve güçsüzlüğe katlanmayı,bütün ölümlerin sonuna kadar dayanmayı planlıyorum.
Göğe yükselirken komşularımla sohbet edersem eğer,çirkin olan torunlarımı ayrıcalıklı olarak seversem ve çocuklarımla birlikte olmaktan biraz mutluluk duyarsam bu uzun yolculuktan sıkılmazdım diye düşünüyorum.Çürüyen bedenimden kurtulduğum zaman karşı apartmanın alt katında oturan şu genç çocukla eşitleneceğimizi biliyorum.Yolda onunla karşılaşmayı ne zamandır istiyorum.Eğer izin verirse mutluluğuma açılacak huri kontenjanına kendisini de dahil etmek istediğim,bu yeni tanışıklığımızın şaşılacak şey olduğu ve sonsuza kadar devam etmesi gerektiği hakkında onunla bunca zamandır hayalini kurduğum kısa konuşmayı yapmak istiyorum.Elbette onu düşündüğümde saçlarını hep taramış olduğunu ve büyük nedenleri yüzünden gülümsediğini varsayıyorum.Beni başkalarıyla paylaşmamak istediği sürece çocukluk aşkım Mehmet Bey,kocam Nazım ve eski komşum Nihat Beyle iyi anlaşacaklarını umut ediyorum.Böylelikle herkesin beni sevmesi üzerine bir eşitlikte kendimi şu elimi kıpırdatmayan her şey dahil tatillerdeki tatlı huzursuzluk içerisinde hayal edebiliyorum.
Hayalimdeki bahçeli eve yerleşmek istiyorum,yavrum.Paralel evrenimin materyallerini ve yapılanmasını düşünmekle bile var etmem zor.Ama her şeyin istediğim şekilde olması gerekiyorsa eğer,ev işlerini gücüm yettiğince yine kendim görmek istiyorum.Düşünmenin kirlenmeye,hiç olmazsa yok yere bulaşık çıkardığına olan inancımı doğrulayacak bir yer olduğunu düşünüyorum.Umuyorum ki orada artık daha fazla sevgiye acıkmıyorum ya da güzel kavramları aklımdan geçirmekle bile isteklerimi doyurabiliyorum.İkinci söylediğime daha çok inanmak ve herşeyi ve herkesi düşünmek ve birikmiş kirlilerimi ve bulaşıklarımı kendim yıkamak istiyorum,yavrum.Sanırım hala bana ait olan şeyler konusunda başkalarından,hatta onların başkalıklarından bile biraz olsun çekiniyorum.
Bahçeye küçük torunlarımdan ekmek istiyorum,yavrum.Çocuklarımdan yardım istemekten bile bu kadar utanırken tohumlarını nasıl elde edeceğimi bilemiyorum.Nazım,Haluk,Nihat ve G bana kendi tohumlarım konusunda yardımcı olucaklardır.Yine de şu istediklerimin güzelliğe dönüşmesi meselesi,yani bir bakıma zamanın olmadığı yerde beklemekten bahsediyorum.Ne çok üstüme gelmişlerdi zamanları olduğunda ve beni yaşlanmak zorunda bırakmışlardı.Hatırladığım kadarıyla bu sonsuz kısıtlılıkla başa çıkamıyordum.O halde yeni edindiğim zamansızlığı en fazla alıştığım mutsuzluk kadar sevmeliyim,bunu biliyorum.
Yanlış anlama,ölümü beklediğimden olsa gerek bütün bekleyişlerimi biraz ölüme benzetiyorum yavrum.Hem şu da var.Yaşamadığım bunca şeyi anlatmakla seni bu kadar üzmeyi nasıl becerebiliyorum?